İsmail Saymaz’ın Köşe Yazısı

Olay Bilgileri 

Olay Tarihi: 27 Mart 2023

Olayın Yeri:Türkiye

Failin kimlik bilgileri: İsmail Saymaz, Gazeteci,

Kaynak:https://halktv.com.tr/makale/imamogluna-ceza-veren-hakimin-kardesi-fetocu-cikti-726966

Nefret Söylemi Analizi

Nefret söylemi beyanının transkripsiyonu:“Her kim kanunu esnetir, çarpıtır ve onu muhalefete karşı bir silah olarak kullanırsa, mutlaka bir aile ferdi veya akrabası FETÖ ile bağlantılıdır.” ve “[Yargıcın kardeşi] 2011 yılında burs kazanarak İngiltere’de Liechester Üniversitesi’nde doktora programına başladı. Darbe girişiminden sonra, 1 Eylül 2016’da çıkarılan 673 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile “1416 sayılı Ecnebi Memleketlere Gönderilecek Talebe Hakkında Kanun’a tabi öğrencilerden milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen FETÖ/PDY terör örgütüne aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olan” 157 akademisyenle birlikte öğrencilikle ilişiği kesildi.”

Nefret söyleminin hedef grubu/grupları:Gülen hareketi mensubu olduğu iddia edilen kişiler.

Nefret söyleminin gerekçesi:Açıklama, İmamoğlu’na ceza veren hakimin kardeşinin darbe girişimi sonrası çıkarılan KHK ile bursunun kesilerek öğrenciliğine son verildiğini ve Gülen hareketiyle bağlantılı olduğu iddia ederek, hareketin muhalefete zarar vermeye çalıştşığını ima etmektedir. 

Nefret söylemi beyanının analizi: Saymaz, köşesinde yanlış ve karalayıcı ifadeler kullanarak Gülen hareketi mensubu olduğu iddia edilenlere yönelik nefret söylemi kullanmaktadır. Birincisi, Türk hükümeti tarafından Gülen hareketine ve sözde üyelerine atıfta bulunmak için aşağılayıcı bir terim olarak kullanılan “FETÖ” terimini kullanıyor. Bu terim, Gülen hareketine ve takipçilerine karşı nefreti yaymak ve şiddeti kışkırtmak için yaygın olarak kullanılmaktadır. Saymaz, köşe yazısında bu tabiri kullanarak Gülen Cemaati mensubu olduğu iddia edilenlere yönelik bu nefret söylemini sürdürmektedir.

İkincisi Saymaz, İmamoğlu’nu mahkum eden yargıcı Türkiye’de nefret nesnesi olan Gülen hareketiyle ilişkilendirerek itibarsızlaştırmaya çalışıyor. Saymaz, hakimin kardeşinin OHAL KHK’ları ile yurt dışında okurken bursunun kesilmesinin terör örgütü üyesi olduğuna dair yeterli delil olduğunu iddia ediyor. Bu, hiçbir delili olmayan asılsız ve karalayıcı bir iddiadır ve kamuoyunda hakimin ailesi hakkında olumsuz bir imaj yaratmayı amaçlamaktadır.

Üçüncüsü Saymaz, “Her kim kanunu esnetir, çarpıtır ve onu muhalefete karşı bir silah olarak kullanırsa, mutlaka bir aile ferdi veya akrabası FETÖ ile bağlantılıdır” iddiasında bulunuyor. Bu, hukuku kötüye kullanan herkesin Gülen cemaati mensubu olduğunu iddia eden bir genellemedir. Bu açıklama sadece yanlış ve iftira niteliğinde değil, aynı zamanda Gülen hareketinin üyesi olduğu iddia edilen kişilere yönelik nefret söylemini ve damgalamayı da sürdürmektedir.

Genel olarak Saymaz’ın köşesi, Gülen hareketinin üyesi olduğu iddia edilen kişilere yönelik nefret söylemleriyle dolu. Hakimi ve ailesini itibarsızlaştırmak, damgalamayı sürdürmek ve Türk hükümetinin Gülen hareketine ve sözde üyelerine yönelik nefret söylemini yaymak için karalayıcı ve yanlış ifadeler kullanıyor.

Bağlamsal bilgi:Türkiye’de Gülen hareketi hükümet tarafından bir terör örgütü olarak kabul ediliyor ve hareketle bağlantılı olduğu iddia edilen kişiler işten atılma, hapis ve seyahat yasakları da dahil olmak üzere çeşitli zulümler görüyor. Türkiye’de hem iktidar partisinin hem de muhaliflerinin birbirini itibarsızlaştırmak için benzer taktikler kullanmakla suçlandığı doğrudur. Bu özel olayda Saymaz’ın köşesi, Gülen hareketini ve sözde üyelerini damgalayan ve itibarsızlaştıran nefret söylemi ve yanlış bilgiler içermektedir.

Açıklamanın etkisi:İsmail Saymaz’ın açıklaması, Gülen hareketiyle bağlantılı olduğu iddia edilen kişilere yönelik nefret söylemini daha da sürdürebilir kılmakla beraber onların damgalanmasına ve ayrımcılığa uğramasına katkıda bulunabilir. Gülen hareketiyle bağlantılı oldukları iddiasıyla okullarından veya işlerinden atılmış olabilecek kişilerin güvenilirliğini de zedeleyebilir.

Sonuç

İsmail Saymaz’ın OHAL KHK’ları nedeniyle bursu kesilen bir kişinin terör örgütü üyeliğine bağlanmasına ilişkin yaptığı açıklama, Gülen hareketiyle bağlantılı olduğu iddia edilen kişilere yönelik nefret söylemini sürekli kılmaktadır. Gülen hareketiyle bağlantılı olduğu iddia edilen kişilerin damgalanması ve ayrımcılığa uğramasını önlemek için bu tür açıklamaları seslendirmek, kınamak ve düzeltici önlem talep etmek önemlidir. Bu tür dil ve iddiaların sorumlu gazetecilikte yeri yoktur ve temel etik ilkeleri ve insan haklarını ihlal etmektedir. Muhalif gazetecilerin hükümete ve onun politikalarına yönelik eleştirinin sağlıklı bir demokrasi için elzem olduğunu kabul etmek önemlidir, ancak bunlar gerçek bilgilere ve insan onuru ve çeşitliliğine saygıya dayanmalıdır.