Mevlüt Çavuşoğlu’nun Açıklaması

Olay Bilgileri 

Olay Tarihi: 20 Ocak 2023

Olayın Yeri:Houston, Teksas, Amerika Birleşik Devletleri

Failin kimlik bilgileri: Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu

Kaynak:https://www.trtworld.com/americas/türkiye-expects-us-to-extradite-feto-terrorists-cavusoglu-64687 

Nefret Söylemi Analizi

Nefret söylemi beyanının transkripsiyonu: “Umarım ABD de iade eder” (Gülen hareketi mensuplarını kastederek) ve “FBI bize FETÖ terör örgütünün karanlık yüzünü gördüklerini ve insan kaçakçılığı, vize usulsüzlüğü, ve kara para aklama dahil her türlü yola başvurduklarını söyledi.”

Nefret söyleminin hedef grubu/grupları:Gülen hareketi mensupları

Nefret söyleminin gerekçesi: Türk hükümetinin Gülen hareketini terör örgütü olarak yaftalaması ve Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) olarak anması, suç ve şiddet örgütü olduğunu ima etmesi ve Gülen hareketinin tehlikeli bir örgüt olduğunu iddia eden açıklamalar yapması bu harekete karşı işlenen düşmanca suçları meşrulaştırmaya çalışmasıdır. Hareketin insan kaçakçılığı, vize usulsüzlükleri ve kara para aklama gibi yasa dışı faaliyetlerde bulunduğunu iddia ederek ABD’de Gülen hareketine karşı kamuoyu oluşturmak ve ABD’li yetkilileri harekete karşı adım atmaları için manipüle etmek amacıyla bu söylem bir araç olarak kullanılıyor.

Nefret söylemi beyanının analizi: Türk Dışişleri Bakanı yaptığı açıklamada, terör örgütü üyesi oldukları ve Türkiye’de adalet karşısına çıkmaları gerektiği varsayımına dayanarak, ABD’deki Gülen hareketi üyelerinin Türkiye’ye iade edilmesi çağrısında bulunuluyor. Bu açıklamada “FETÖ” terimi, hareketi ve üyelerini şeytanlaştıran son derece olumsuz ve aşağılayıcı bir terim olduğu için nefret söylemi olarak kabul edilmektedir. Bu terimin kullanılması, hareketin yekpare ve ketum, hiyerarşik bir yapıya sahip, terör faaliyetlerinde bulunan bir örgüt olduğunu ima etmektedir. Ayrıca “FETÖ” tabiri kullanılarak hareketin mensuplarının meşru olmadığı ve hareketin meşru bir toplumsal veya dini örgüt olmadığı ima edilmektedir.

Açıklamada ayrıca FBI’ın FETÖ terör örgütünün “karanlık yüzünü” gördüğü ve insan kaçakçılığı, vize usulsüzlüğü, kara para aklama gibi yöntemlere başvurduğu da iddia edildi. Bu açıklamalar, Gülen hareketini ve üyelerini daha fazla kriminalize edip şeytanlaştırır ve hareketin üyelerine yönelik daha fazla ayrımcılığa, marjinalleştirmeye ve zulme yol açabilir.

Bağlamsal bilgi:Müslüman din adamı Fethullah Gülen liderliğindeki Gülen hareketi, Türk hükümeti tarafından 2016’daki başarısız darbe girişiminin arkasında olmakla suçlanıyor. Hizmet olarak da bilinen hareket, darbeyle herhangi bir ilgisi olduğunu yalanladı ve barışçıl bir sivil örgüt olduğunu belirtti. Türk hükümeti hareketi bir terör örgütü olarak etiketledi ve onu Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) olarak adlandırdı. Türk hükümeti ayrıca diğer ülkelere Gülen bağlantılı kurumları kapatmaları ve hareketle bağlantılı olduğuna inanılan kişileri iade etmeleri için baskı yaptı.

Açıklamanın etkisi:Açıklama, Türkiye ile ABD arasındaki ilişkiyi daha da gerebilir ve Gülen hareketiyle bağlantılı olduğuna inanılan kişilere karşı ayrımcılığın ve önyargının artmasına yol açabilir. Herhangi bir suç faaliyetine bulaşmamış ve Türkiye’de insan hakları ihlallerine maruz kalabilecek kişilerin iade edilmesine de yol açabilir.

Sonuç

Türk Dışişleri Bakanı’nın ABD’deki Gülen hareketi mensuplarının Türkiye’ye iade edilmesi yönündeki açıklaması, bu kişilerin terör örgütü üyesi oldukları varsayımına dayanmaktadır. Bu açıklamada Gülen hareketine atıfta bulunmak için “FETÖ” ifadesinin kullanılması, hareketi ve üyelerini şeytanlaştıran, meşru olmadıklarını ima eden ve hareketi bir suç ve şiddet örgütü olarak gösteren son derece olumsuz ve aşağılayıcı bir terim olduğu için nefret söylemi olarak değerlendirilmektedir. Ayrıca, Gülen hareketinin insan kaçakçılığı, vize usulsüzlükleri, kara para aklama gibi yasa dışı faaliyetlerde bulunduğuna dair açıklamalar, Gülen hareketini ve üyelerini daha da kriminalize etmek ve şeytanlaştırmak amacı taşımaktadır. Bu açıklama, herhangi bir suç faaliyetine karışmamış olabilecek kişilere karşı insan hakları ihlallerine de yol açabilir. Hükümetin bu nefret söylemini gerekçelendirmesi, ABD’de Gülen hareketine karşı kamuoyu oluşturmak ve ABD’li yetkilileri Gülen hareketinin tehlikeli bir örgüt olduğu algısını yaratarak harekete karşı adım atmalarını sağlamaktır.